Kılıçdaroğlu’nun adaylığı
CHP’nin İstanbul Maltepe’de düzenlediği Milletin Sesi mitingi başarılıydı.
Maltepe üzere Türkiye’nin en büyük meydanlarından birinde miting yapmak başlı başına bir savdır. Yüz binlerce kişinin Milletin Sesi mitingine katılması ve bu meydanın doldurması ise kıymetli bir muvaffakiyettir.
CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun miting meydanında halkın ortasında olması, kendisinden evvel kürsüde ezilenler ve mağdurlar ismine halktan insanların konuşması da hakça ve halkçı bir tavırdı.
Kılıçdaroğlu ve grubu dev ölçülerde başarılı bir miting yaptı.
CHP Lideri’nin yüz binlere “ülke elden gidiyor” diyerek yaptığı şu birlik daveti da tarihi ehemmiyet taşıyor:
Dindarı, dinsizi, sofusu, sufisi, Türkü, Kürdü, Arabı, çerkezi, solcusu, sağcısı, liberali, milliyetçi; ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi…
Kılıçdaroğlu bu kelamlarıyla iktidarı değiştirmek üzere verilecek seçim uğraşının Ulusal Kurtuluş ruhuyla yürütülmesi gerektiğini bildirisini verdi.
Toplumun tüm kesitlerine davet yapması ise bütün partilerin tabanına yapılan partiler üstü bir davetti.
Kılıçdaroğlu’un aldığı tavır, Türkiye’yi güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçirecek, partisiz, tarafsız cumhurbaşkanı tavrıdır.
CHP Lideri’nin konuşması yalnızca Türkiye’nin en kıymetli sıkıntılarını sıralamaktan ibaret değildi. Problemlerle birlikte tahlil tekliflerini de anlatarak umut verdi ve kararsız kitleye “çözüm var, nasıl çözeceğimizi biliyoruz, hazırlıklıyız” iletisi da iletmiş oldu.
Kimi gazeteler, televizyonlar, muharrirler, yorumcular devasa Maltepe mitingini ve Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmayı cumhurbaşkanlığı adaylığının ilânı olarak değerlendirdiler.
Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan muhalefet mensupları da oldu.
Aday olmaması gerektiğini savunanlar, Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’a karşı girdiği seçimleri kaybettiğini anımsatanlar oldu.
Şunu söylemek gerekir ki 2019 mahallî seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sandıkta birinci ağır hezimetini yaşatan sürecin mimarı Kılıçdaroğlu’dur.
Seçim öncesinde kurduğu işbirliği modeliyle Erdoğan’ı sandıkta açık bir farkla yenmiştir.
Kılıçdaroğlu bu sürecin başında UYGUN Parti’nin seçimlere katılmasını garanti etti. İktidar GÜZEL Parti’nin seçimlere girmesini istemiyordu.
İsabetli adaylarla İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere 11 büyükşehir belediye başkanlığını Millet İttifakı adaylarının kazanmasını sağladı.
Bugün CHP’nin ve Millet İttifakı’nın başarılı uygulamalarıyla övündüğü Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Tunç Soyer’in adaylıklarında ısrar etti.
Merkez Bankası’nın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Et ve Süt Kurumu’nun kapısına dayanarak farkındalık yarattı.
Elektrik fiyatlarına yapılan olağandışı artırımlarla ikiye, üçe katlanan elektrik faturalarını protesto etmek için faturasını ödemedi, meskeninde bir hafta karanlıkta kalarak elektriği kesilen vatandaşlar üzere yaşadı hem de mevzunun gündem olmasını sağladı.
“128 milyar dolar nerede” kampanyasıyla iktidarı köşeye sıkıştırdı.
SADAT’ın kapısına gitti. Seçim güvenliğine dikkat çekti. Seçime gölge düşerse sorumlu tutacağını ilân etti.
Mafyaya “haddinizi bilin” diye seslendi.
Hiçbir gücün kendilerini korkutamayacağını, sandıklara sahip çıkacaklarını ilân etti.
CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu’na on yıl evvel attığı ileti nedeniyle siyasal yasak getirilmesine karşı durdu. Kararı tanımadıklarını açıkladı. Bu karara Maltepe’de dev bir miting düzenleyerek karşılık verdi.
Daha evvel iki sefer beraatle sonuçlanan Seyahat davasının yine canlandırılması sonucu ağırlaştırılmış müebbet mahpus ve 18 yıl mahpus cezaları verilenlere sahip çıktı. Yakınlarını miting sahnesine ve kürsüsüne çıkardı.
Kılıçdaroğlu bütün bu telaffuz ve aksiyonlarıyla başarılı bir ana muhalefet partisi liderliği gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı şimdi resmen ilân edilmedi.
Kılıçdaroğlu, “aday mısınız” sorusuna her seferinde “adayı 6’li önder belirleyecek” diye karşılık veriyor.
6’lı masayı ihtimamla koruyor.
Millet İttifakı’nın kuruluşunun, 6’lı masanın oluşmasının öncüsü olan, ana muhalefet partisi önderi olarak tesirli, muvaffakiyet bir muhalefet performansı gösteren Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olması demokratik siyasetin tabiatına uygundur.
Aday olup olmayacağı 6’lı masada aşikâr olacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun kararı ise belirleyici ehemmiyettedir.
